Yeni günün habercisi olarak doğan her güneş, aslında yeni reklamlara da doğuyor. Öyle bir çağdayız ki reklamın dev bir sektör haline geldiği; adım attığımız her yerde, her mecrada bir çift göz görüyoruz. Bize bakıyor, takip ediyor, göz kırpıyor ve etki alanına almaya çalışıyor. Çalışıyor; çünkü kimisi bunu gerçekten başarıyor kimisi ise ı-ııhh.
Tüketiciyi etkilemek zor. Çok zor. Etkilemeyi başardığımız takdirde elbette ki bitmiyor. Bu kez de bu etkiyi sürdürmek zor.
Peki bu etki nasıl sürdürülebilir hale gelebilir ? İnsanların pamuk kalplerine nasıl dokunulabilir ? Dahası, o pamuk kalplerde nasıl iz bırakılabilir ?
Yeni günün habercisi olarak doğan güneş aslında, bizim için yeni fikirlere de doğuyor, aydınlanıyor. Her gün yeni fikirler bulmak adına beynimizin içinde adeta rengarenk kokteyller hazırlıyoruz ve o kokteylleri sizlere olabildiğince lezzetli şekilde sunmaya gayret ediyoruz. Bunu yaparken de tüketiciyi markamızla ilişkilendirebilecek çeşitli analizlerden, gözlemlerden geçiriyoruz. Yani tüketicimizi adım adım takip edip, izliyoruz. Kısaca “görüyoruz/bakıyoruz”. İşte tam da bu nokta da “insight” devreye giriyor. Türkçe’ye “iç görü, içe bakış” olarak geçen insight, marka değerini arttırmak için tüketiciyle duygudaşlık yaratmak, “Biz de sendeniz. Seni anlıyor, biliyor, tanıyoruz. Seninle aynı şeylere gülüyor ve ağlıyoruz. Çünkü seninle aynı değerleri paylaşıyoruz” ruhunu yakalayabilmek adına kullandığımız iletişim araçlarından biridir.
Tüketiciyi analiz ederken, izlemek ve takip etmek derken, görmek ve bakmaktan bahsederken basit ve herkes tarafından alışagelmiş gözlemlerden bahsetmiyorum. Mesela; “Kadınlar alışverişi severler” genel bir gerçektir, doğru. Burada bizim için önemli olan “Kadınlar alışverişi neden sever?” sorusunun derinlerdeki cevabıdır. Yani insight, tüketicinin söylediklerinde değil; söylemediklerinde, yüzeyde değil; derindedir. Cevabımız, markanın muhatap aldığı kişilerin kalplerinin ve beyinlerinin en samimi ve en gerçek taraflarının yakalanmasında saklıdır. Bunu yakaladıktan sonra da “Vay bee, kendimi gördüm! Oha bu kadar da olmaz! E pes yaniiiiii, bunu nasıl bilmişler ki, yok artık!” gibi tepkilerle karşılaşırsak, hatta ve hatta kameralara el sallamak isteyen çünkü yakalandığını düşünen tüketicilerimiz olursa şaşırmamak gerek. :)
Insightları en iyi yakalayan kampanyalara örnek verecek olursak;
Kıssadan hisseee; reklamlarınıza insight dokunsun. Dokunsun ki, o reklamlar pamuk kalpleri yakalayabilsin...
Hadi bakalım, sevgiler. :)